fbpx

Bana Ağrını Söyle, Sana Kim Olduğunu Söyleyeyim

Ağrı bin yıllardır insanoğlunun zihnini meşgul eden ve yaşam kalitesini etkileyen bir durum. Aslında oldukça kişisel bir deneyim. Ancak ağrıyı yaratan aynı kaynak olsa da farklı kişilerde farklı etkileri olduğunu görüyoruz. Bundan 80 yıl önce Chapman ve Jones aynı hastalıklarda farklı tip ağrı deneyimlerinin olabileceğini tanımladı.

Ağrının hasta tarafından raporlanması da oldukça sübjektif olduğu için bu konuda sadece hastamızdan aldığımız bilgilere güvenmek zorundayız. Biolojik, psikolojik ve sosyal faktörlerin birlikte oluşturduğu bir mozaik yapıdır ağrı.

Ağrıyla ilgili en önemli çalışmalar aslında hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalardır. Hayvanlar ağrıyı sözel olarak tanımlayamadıkları için motor cevaplar oluştururlar. Bu refleks yanıtlar öğrenilmiş ve spontan olarak ikiye ayrılabilir. Örneğin sıcak bir noktaya değen ayağın hızlıca çekilmesi nasıl bir refleks cevapsa , herhangi bir dişin elektrikle uyarılması sonucu çene ekleminin açılması da aynı şekilde refleks bir cevaptır.

Uzun süreli ağrı modellerinde ise morfin türevi ilaçlara bile cevap vermeyen ağrılar oluşmaktadır. Ağrı vücudun insan beyninde nasıl algılandığını bile değiştirmektedir. Anestesia dolorosa rahatsızlığını ele alırsak bu modelde vücudun bir kısmında hem hissizlik hem de ağrı görülmektedir. Bu tür ağrı modelinin en sık görüldüğü sinir yüzdeki trigeminal sinirdir. Ayrıca yine hayvan çalışmalarında bu tür ağrılı modellerde ototomi denilen cevabın oluştuğunu görüyoruz. Bu cevap da canlının ağrılı ekstremitesinden kurtulma cevabıdır. Örneğin bir hamster ağrılı ayağını ototomiyle ampute edebilir.

Farklı çalışmalarda ödül mekanizması olsa bile ratların elektriksel akımdan kurtulmak için kaçınma davranışı geliştirdikleri izlenmektedir. Ayrıca ödülü almak için daha kompleks mekanizmalar da ortaya çıkmaktadır. Bu mekanizmalarda ratlar ağrı limitinin altındaki uyaranları kabul ederek ödüle ulaşmaktadır.

Ağrı öncesi stimulusun nasıl ve ne düzeyde oluştuğu bir soru işareti oluştururken, ağrı algısını kökten ve yanlış yönde etkileyen konulardan birisi de ağrı eşiği olmuştur. Klasik dozlarda verilen analjezik ilaçların sıcakla ilgili ağrıyı değiştirmemesi ve de ağrı eşiğinin plasebodan yüksek düzeyde etkilenmesi ağrıyla ilgili otonom sinir sistemi ve psikolojik faktörlerin önemli bir rolü olduğunu sergilemektedir.

Yazıyı değerlendirmek için tıklayın
[Toplam: 0 Ortalama: 0]
× Bize Ulaşın